16 January 2025
By Admin
Hakan Adanır, Bridging Ages International Yönetim Kurulu Üyesi, Karadeniz Ekolojik Kalkınma Derneği (GOperatif) Yönetim Kurulu Başkanı ve sosyal girişimcidir. Doğa koruma, eşitlik ve sürdürülebilir kalkınma alanında çalışmaktadır.
------------------------------------
2024 yılının Nisan ayında İstanbul’da BAU Future Campus’de Türkiye Yapay Zeka Zirvesi vardı. Bilginin peşinde koşan ve ilgi alanlarımda yeni gelişmeleri nasıl kullanacağımı her an düşünen biri olarak, tabii ki bu zirveyi kaçırmadım. Yapay zeka ve teknolojiyi, iki ayağının üzerine yeni kalkmış olan insanın ilk yıllarına benzettim. Eski omurgası artık farklı işlevler için evriliyordu: Daha yüksek ve daha hızlı. Ellerini kullanmaya başlamak üzere olduğunu fark ettim. Her sektörde, her alanda hızla evriliyordu. Salonları doldurup olan bitenleri izlemeye gelen bizleri, insanın ayağa kalkış serüvenini izleyen ormandaki diğer canlılara benzettim. Bir şeyler oluyordu gözlerimizin önünde...
Fındık tarımı nedeniyle doğaya savrulan kimyasalları daha da azaltmak için teknoloji bize yeni yollar sunabilirdi. Biz ona, o da bize hizmet edebilirdi. Küresel iklim değişikliği nedeniyle fındık tarımı tehlike altındaydı. Zararlı böcekler sürekli artıyor ve onlarla mücadele için daha fazla kimyasal kullanmak gerekiyordu. Çağımızın bu kâbusu giderek büyüse de çağımız bize bazı fırsatlar da sunuyordu: Yapay zeka. Yapay zeka ve teknolojinin fındık tarımındaki etkin varlığı, daha iyi bir dünya mücadelemizde bizimle olabilirdi. Bu alanda daha çok çalışabilmek adına, GOperatif Derneğimizin findik.tech girişiminin bir parçası olmasına sevindim. Yaklaşık 15 yıl önce Giresun’da organik fındık tarımını tetikleyen ve UNDP-SGP tarafından desteklenen “Toprakla Barış” projemizden sonra, fındık alanına ilk kez eğilecektim. Proje sahibi kurumlar, sponsorlar, katılımcılar ve çok değerli uzmanlarla çalışıp bolca zaman geçirdikten sonra, çalıştayın ardından akıp giden deneyimlerimizi buradan paylaşmak istiyorum.
Dünyada tarım sektöründeki teknolojik gelişmelere denk geliyordum. Fındık tarımında ise teknoloji ile buluştuğu bir an neredeyse hiç yoktu. Her aşaması daha çok rastgele ilerleyen bir sektör olarak kalmış olmasına şaşırdım. Çiftçilerle teknolojiyi buluşturmak güzel olacaktı; ancak fındık sektöründe tam otomasyon çalışan bir firmanın bile olmadığını duymak şaşırtıcıydı. Sektörün devlerine, bu alanda ciddi bir liderlik sorumluluğu düştüğünü görüyorum.
Beni en çok şaşırtan ise bilgi ve veri kısmı oldu. Bu alan tahmin edilemeyecek kadar kötü durumda. Her yıl fındık sezonundan önce “rekolte tahminleri” savaşı yaşanır. İlgili kurumlar rekolte tahminlerini açıklar, sonra tartışır. Fındık toplanırken bu tartışma “fiyat” tartışmasına döner. Fiyat açıklanır, iner, çıkar ve tartışmalar devam eder. Futbol maçı sonrası analiz programlarına benzetilebilir bu açıdan. Ancak fındık sektörü ile futbol arasında şöyle bir fark var: Futbolda her şeyin istatistiği var. Fındıkta ise bu iki tartışma arasında unutulan bir gerçek var: Türkiye’de ne kadar fındık üretildiği bilinmiyor. Evet, yanlış duymadınız. Tahmin var, ama sonuç yok. Tahmini kim daha yakın tutturdu, onu bile bilemiyoruz. Hangi tür fındıktan ne kadar üretildiği kısmına hiç giremiyoruz. Ne kadar çakıldak ya da pikola üretildiği gibi detayları akıldan geçirmeye bile gerek yok, çünkü veri yok. İyi ki ihracat yaptığımız bir ürün, en azından ne kadar ihraç ettiğimizi biliyoruz. Fındık sektörü bir an önce her açıdan veri üretmeye başlamalı. Her detay bilgiye dönmeli. Böylece fındık tarımı daha kolay, daha maliyetsiz, daha kârlı ve daha çevreci bir tarım olabilir.
Peki ya sektör bilerek böyle bırakılıyorsa? Sektörün bu durumundan faydalanan birileri özellikle sektörü tıkıyorsa? Çiftçi, çaresizliğinin bile farkında değilse?
Bu kadar büyük bir sektörde, aktörlerin iyileri de kötüleri de olacaktır. Ancak biz, toprağımızdaki bu savaştan çiftçilerimizle birlikte nasıl galip çıkarız? Buna teknoloji nasıl yardım eder? Herkesin acilen buna kafa yorması gerekiyor. Giresun Valiliği’ni ve Giresun Üniversitesi’ni bu alana doğru güçlü bir kapı açtıkları için tebrik ediyorum. Şimdi bu kapıdan kimlerle geçeceğiz ve geçenler neler yapacak, onu göreceğiz. İş zor, ama denemek gerekiyor.